SON KEHANET

(2 Cilt)

~ 2019 YILI ESERİDİR ~

{ONLİNE ÖNİZLEME~ÖZET OKUMA}

SON KEHANET

~ Cennet'e Geri Dönüş ~

İnsanlık nereden geldi, nereye gidiyoruz?

Bu sorunun cevabını Son Kehanet'de bulacaksın?

KIYAMET'İN NASIL VE NE ZAMAN GELECEĞİNİ, KIYAMET'DEN ÖNCE HANGİ BÜYÜK OLAYLARIN YAŞANACAĞINI BİLMEK İSTER MİSİNİZ? KÜRESEL ISINMA, SALGIN HASTALIKLAR VE SAVAŞLAR. CENNET'DEN KOVULMAKLA BAŞLAYAN İNSANLIĞIN ÖYKÜSÜ NASIL SONA ERECEK? CENNET'İN İLK İSMİ ADEN MİYDİ VE DÜNYA'DA MIYDI? ADEM, DÜNYADA NASIL YAŞADI VE ÖLDÜ? ADEN BAHÇESİ'NDEN BAŞLAYAN ÖYKÜMÜZ KAYIP KITA ATLANTİS'İN İZİNİ SÜREN KAHRAMANIMIZ ORTAÇAĞ'DA YAŞAYAN BİR DOKTOR VE AYNI ZAMANDA BİR KAHİN OLAN BRUNO'NUN ENGİZİSYON MAHKEMESİ'NDE TÜM AİLESİYLE BİRLİKTE İDAM EDİLMESİYLE BAŞLAYAN OLAYLAR ZİNCİRİ İNSANLIĞI KIYAMET'E GÖTÜRECEK..

 
KİTAP HAKKINDA DETAYLI VİDEO:

SON KEHANET KİTABI HAKKINDA?   ÖNSÖZ & BAŞLANGIÇ Pi (π) sayısının içinde her şey var olabilir mi? Doğum tarihiniz, hatta ölüm tarihiniz bile, hatta Kıyametin tarihi. Peki, ya bunu birileri çok önceden biliyor olsaydı ve bir yere kodlamış olsalardı?  Ortaçağ'da, Amerika'yı Kolomb'dan önce bir başkası keşfetmiş olabilir miydi? Peki, ya bu gizemli kişi gerçekte yeteneğini saklamak zorunda olan büyük bir Kahinse ve oraya gitme amacı yeni bir kıta keşfetmek değil de; dünyanın en büyük sırlarından birini, bir Maya piramidindeki Kıyamet'in ne zaman geleceğini açıklayan bir Maya Kehanet takviminin sırrını çözmek olursa ne olurdu?  Mayalar, Kıyamet tarihini aslında 13.0.0.0.0 Baktun olarak hesapladılar ve bunu dev bir takvime kodladılar. Peki, gerçekte bu ne demekti? 13 Baktun, aslında Matematikte de usta olan Mayaların Pi (π) sayısı içine Kıyamet'in gerçek tarihini yerleştirdikleri dev bir koddu ve 2012 değil, daha ileri bir tarihi gösteriyordu. Mayalar bu bilgileri kendileri mi bulmuştu, yoksa kendilerinden çok daha ileri, 'Atlantis' denilen kayıp bir uygarlıktan mı almışlardı?  Kahin Bruno, tüm bunların tesadüf olamayacağını 22 yıllık çalışmasının sonunda anlamış ve artık tüm taşlar yerine oturmak üzereydi. "Her şeyin sonu geldi, artık geri dönemeyiz, artık çok geç!" dedi kendi kendine ve tapınağın lahit kapağını kaldırıp iç içe geçmiş üç büyük taş diskin sonuncusunu da yerine yerleştirdi. Artık herşey hazırdı, çözülmesi imkansız olan Maya Takvimi'nde saklı insanlık tarihinin bu en büyük sırrını, Pi sayısı içindeki saklı kodu hesaplayarak gerçekte 13 Baktun'un hangi tarihe denk geldiğini bulmak üzereydi:   13 Baktun: 13,3333 × 366,6666 (gün) = 4903. kod   Pi sayısının 4903. Rakamı:   2222 yılına denk geliyordu.   1500 yılında, Güney İspanya'daki Granada yakınlarındaki bir çiftlik evinde, karanlık bir gecede, bıraktığı notlarda kendisine 'Yabancı' diyen gri renkli 1 metre boyundaki dünya-dışı insanımsı bir yaratık; dünyanın geleceğiyle ilgili bir dizi kehaneti içeren iki mektup ve üzerinde bir yer işaretlenmiş gizemli bir harita ile bazı şifreli karmaşık sayılardan oluşan ve geleceğe ait tarihler yazan, 100 adet rakamdan oluşan dev bir tablo ile kapının önünde duruyor, büyük siyah gözleriyle Bruno'ya doğru bakıyordu. Aslında, dev bir 'Anagram' olan bu sayı tablosu, 3.14 …’le başlayan ve sonsuza doğru uzanıp giden, içinde dünyadaki olayların tarihlerinin kodlandığı dev bir spiralin küçük bir parçasıydı. * * *   Ortaçağ'da İspanya'da, Engizisyon mahkemesinde dramatik ve acı bir ölüm kalım mücadelesiyle başlayan olaylar zinciri, Bruno ve kardeşi Sofia'yı Endülüs'den başlayan ve Mayaların uygarlığının merkezi olan Meksika'daki bir Maya tapınağına uzanan tehlikeli ve uzun bir yolculuğa sürükler ve sonunda idam edilmeleriyle son bulacaktır. Fakat, açıklanan Büyük Kehanet, sadece Kilise veya onlar için bir son değil, bu kez tüm Dünyanın Sonu'nu da getirecekti. Son Kehanet insanlığı, Cennet'ten çıkarılmasıyla başlayan öyküsünün sonuna, Kıyamet'e götürüyordu..

 

KİTABIN İÇİNDEKİLER

‘BİR MUKADDİME (ÖNSÖZ & GİRİŞ) İLE BİR HATİME (FİNAL) İLE

60 ADET BÖLÜMDEN OLUŞUR. 

* * *

HİKAYEDE ADI GEÇEN ANA KARAKTERLER:

KAHİN BRUNO: İspanyol Kahin, Kaşif, Doktor, Astrolog, Eski Tarih araştırmacısı ve birçok yeteneği bulunan kitabın ana karakteri. Bruno, tam Ortaçağ’da Kolomb’la aynı dönemde yaşar ve henüz 20 yaşındayken 1500 yılında yeni bir kıtayı, Amerika’yı keşfetmek için dünya-dışı bir varlığın da yardımıyla, önemli bazı bilgilere ulaşır ve 30 yaşında bu hedefini ondan önce gerçekleştirir. Bununla da kalmaz, eline geçen bazı gizli belgelerle Mayaların bir tapınağa sakladıkları 12 bin yıllık bir Kıyamet takvimini çözümlemeyi başarır ve Dünyanın sonunun nasıl geleceğini bu takvimde öngörür. Dünyadaki tüm gizli tarikatları, örgütleri ve kötülüğü yöneten ve örgütleyen asıl gücün ne olduğunu kısa sürede çözümler. Fakat, sonrasında onun bu sırları öğrendiğini anlayan ve çok ileri gittiğini düşünen Kilise, önce onu Hristiyanlıktan aforoz eder ve en sonunda da 1522’de 42 yaşında Engizisyon mahkemesinde işkence ile idam edilerek korkunç bir şekilde öldürülmesine karar verir ve cesedi yakılarak diğer eşyaları ve yazdığı Kehanet kitabıyla bir sandığa konur. Daha sonra, bu sandık İspanya’dan kaçırılır ve Fransa’da bilinmeyen bir yere gömülür.

SOFİA: Bruno’nun kız kardeşi. Bruno ile aynı kaderi paylaşır. Abisinin bildiği tehlikeli sırlar onun da sonu olur. Fakat, ölmeden önce Bruno’nun tüm çalışmalarını onun vasiyeti üzerine kitap haline getirip yayınlayıp ve tüm dünyaya duyurmaya çalışır, kitabı çoğaltıp 3 kopyasını hazırlar. Kitabın aslı Bruno ile birlikte gömülür fakat yalnızca bir kopyası, Fransa’daki dağdaki küçük bir köydeki kiliseye ulaşır, fakat diğer iki kopyayı hedefine ulaştıramadan, 1526’da 42 yaşında Engizisyon mahkemesinde işkence ile idam edilerek öldürülür.

ESMERALDA: Bruno’nun Meksika topraklarına ulaştığında tanıştığı ve aşık olup İspanya’ya yanında getirdiği yerli Maya kızı. Esmeralda esmer tenli ve çok güzel bir kızdır. Aslen kökeni Mayalı olan Esmeralda, ormanların derinliklerindeki Maya tapınaklarının bulunmasında ve büyük kehanetin çözümlenmesinde Bruno’ya yardımcı olur. Bu arada ikisi arasında büyük bir aşk başlar ve onunla tanıştıktan sonra ondan ayrılamaz ve sonunda ailesini terk ederek Bruno ile İspanya’ya kadar gelir. Bruno, talihsiz bir şekilde idam edildikten sonra, Esmeralda Bruno’nun yazmış olduğu Kehanet kitabının yayınlanması ve dağıtılmasında Sofia’ya yardım eder.

MARİA: Bruno’nun annesi.

PEDRO: Bruno’nun babası.

REYES: Brono’nun amcası. Bruno, annesi Maria ve babası Pedro öldükten sonra kardeşi Sofia ile birlikte amcası Reyes’in yanına Granada’daki çiftliğe taşınır ve 20 yaşına kadar onun yanında kalır.

KAPTAN GARCİA: Bruno’nun Amerika kıtasını keşfetmek için Meksiya’ya yapacağı gemi seyahatlerinde Santa Maria isimli gemide kaptanlık yapan denizci. Kaptan Garcia bir zamanlar Kolomb’un askeriydi ve Bruno ile tanışmadan önce İspanya’dan Hispaniola (Bugünkü Haiti) adası açıklarına kadar süren bir keşif yolculuğu yapar. Fakat gemisi sığ sularda karaya oturunca geri dönmek zorunda kalır. Kendisiyle aynı kaderi paylaşır. Garcia, Bruno ile yaptığı gemi yolculuğunun sonunda Meksika topraklarındaki yerliler tarafından öldürülür.

RUİZ: Kaptan Garcia’nın yardımcısı.

KRİSTOF KOLOMB: (1450-1506) 1492 tarihinde Atlantik Okyanusu'nu aşarak Kuzey Amerika Kıtasına ayak basan ilk kaşif olduğu söylenmektedir. Bu yolculuğunu İspanyol bayrağı altında yapmıştır. Kolomb Amerika'yı keşfetmeden önce, Osmanlı Devleti dahil, tüm güçlü devletlerden yardım istemiştir ancak kimse destek vermek istememiştir. Sonunda İspanya, Kolomb'a yardım etmeyi kabul etmiştir. Aslında, Kolomb Amerika’ya ulaşan ilk kaşif olmamasına rağmen (11. yüzyılda Leif Ericson önderliğindeki Viking seferiyle ilk kez Kanada kıyılarına ulaşılmıştı.) onun seferleri Amerika’da birkaç yüzyıl sürecek ilk kalıcı temasların, fetih ve kolonizasyon döneminin açılmasını sağladı. Bu nedenle, modern Batı dünyasının tarihsel gelişiminde büyük bir etkisi oldu. Kolomb'un öncelikli hedefi Hristiyanlığı yaymak olmuştu. Kolomb, yola çıkarken Doğu Hint Adaları'na sefere çıktığı için Avrupalılar tarafından bilinmeyen bir kıta keşfettiğini asla itiraf etmedi, çünkü yeni bir kıta değil Hindistan’a ulaştığını düşünmüştü ve yerlilere Indios (İspanyolca: Hint) dedi. Günümüzde, Amerikan yerlilerine Indian (İngilizce: Hintli) denmesinin nedeni budur. 1500'de Kolomb'un İspanya Kralı'yla ilişkileri gerildi ve Hispanyola'daki sömürge yöneticileri tarafından tutuklandı ve sonrasındaki davada Kolomb ve varisleri krallığın onlara borçlu olduğunu iddia etti. Kristof Kolomb, 20 Mayıs 1506 tarihinde ölmüştür.

ROGER BACON: (1214-1294) Bruno’nun Pi Sayısı’nın Kıyamet’le ilgili çok önemli bir sırrını keşfetmesine neden olan, çok önemli bir kitabın yazarı olan tarihteki en gizemli kişilerden biri. Roger Bacon, Ortaçağ’ın yetiştirmiş olduğu en önemli bilim adamı, araştırmacı, gizemci ve aydınlarından biriydi. Bir dönem Fransisken öğretisini eleştirdiği için Engizisyon Mahkemesi’nde de yargılanan ve büyücülükle suçlanarak 15 yıl hapis yatan Britanya İmparatorluğu’nda yaşayan bu kelt kökenli bilim adamı, deneysel yöntemi kilisedeki dogmatik düşünceye karşı savunmuş ve dünyadaki deneysel düşünce sisteminin ve felsefesinin kuruluşunu sağlamış ilk Ortaçağ aydınıydı. Bacon için, günümüzdeki modern bilimin ilk kurucusu da denilebilir aslında.

HERNANDO CORTES: (1485-1547) İspanya adına Meksika'yı işgal eden ve Meksika’nın kolonizasyonunu başlatan denizcidir. Hernando veya Fernando olarak da bilinir, ancak tüm mektuplarını Hernán Cortés ismiyle imzalamıştır. Bugünkü Peru olan İnka topraklarını işgal eden Francisco Pizarro'nun ikinci dereceden kuzenidir.Meksika’yı istila ettiği zaman, yerliler onu çok iyi karşıladılar, çünkü efsanelerinde çok eski devirlerde beyaz “tanrılar” gemilerle doğudan gelmişlerdi ve onlara uygarlık öğretmişlerdi. Sonra, tekrar döneceklerine söz vererek doğuda yurtlarına dönmüşlerdi. Kızılderililer köse oldukları halde “tanrılar” aynı Cortes’in yüzbaşısı Pedro de Alvarado gibi sakallı, sarı saçlı, beyaz tenli ve mavi gözlüydü. Kızılderililer onu tanrıları “Kuetzalkoatl” sanarak önünde secde ettiler. Peru’ya istila eden Pizarro’da aynı sebepten dolayı, bir avuç adamla 10 milyon nüfuslu İnkalara karşı kolay bir zafer kazanmıştı, çünkü onların en büyük Tanrıları “Virakoşa”nın adı “Beyaz Adam” anlamına geliyordu. Belki de “Tanrı” diye vasıflandırılan kimseler aslında, çok önceleri dünyayı ziyaret etmiş başka dünya-dışı bir ırka ait birer uzay adamıydı. Güney ve Orta Amerika’daki eldeki di­ğer deliller, bu teoriyi destekler mahiyettedir. İnkalar’ın tanrısı Virakoşa da halkından ayrılıp gitmiştir, doğu tarafına doğru uçarak gökyüzünde kayboldu. Efsanelere göre, Yukatanlar’ın Tanrısı “Kukulkan” da 19 arkada­şı ile birlikte gelmiş tam on yıl Yukatan’da yaşamış, Hal­kına uygarlık ve iyiliğe götüren yasalar bıraktıktan sonra, güneşe doğru uçup gitmişti. Genel bir kaide olarak, bütün Orta ve Güney Amerika’daki eski medeniyetleri kuran tanrıların hepsi göklerden geliyorlardı, belirli bir süre kaldıktan sonra yine uçarak geldiklere yerlere gidiyorlardı. Tanrıların ortak bir özelliği ise, “beyaz” olmaları ve “çok şey” bilmeleriydi..!

SANTA MARİA: Bruno’nun yolculuk yaptığı gemi. Santa Maria daha önce Kolomb’un bir gemisiydi. Bu gemi ve büyük bir filo ile yeni bir kıta keşfetmek için yola çıktı fakat başarılı olamadan geri döndü. Ortaçağ’da eşine az rastlanır bir şekilde özel olarak yapılmış bir gemiydi ve o zamanların Titaniği denilebilirdi Santa Maria için.

BÜYÜK BEYAZ KARDEŞLİK: Kolomb, Bacon ve tarihi yönlendiren dünyadaki en önemli kişilerin üye olduğu, Bruno’nun ölümünden sorumlu olan, tarih boyunca dünyayı yöneten ve sürekli isim değiştirdiği düşünülen gizli bir tarikat. Aşırı derecede güçlü ve gizli çalışan bir varlık olan Büyük Beyaz Kardeşlik, sıklıkla özel olarak eğitilmiş üstadlar tarafından yönetilir ve diğer gizli örgütler ile hareket eder. Artık birçok kişi, onların isimlerinin medyada, haberlerde ya da kitaplarda bahsedildiğini görmez, geçmişi hala gizemli bir şekilde gizlenen dünyayı yöneten bu gizli örgütlerin sadece yüzeysel olarak farkındadır. Büyük Beyaz Kardeşliğin bağlantılı olduğu gizli tarikatlar, Masonluk ve İlüminati, Rosicrucians ve Teosofi Derneği, Tapınak Şövalyeleri ve nihayetinde Sion Tarikatı ve hepsinin ötesindeki Jesuitler (Cizvitler)’di. Geçmişin 1.000 yıllık karanlık tarihinde, insanlık tarihinde en büyük etkiye sahip olan - adı olmayanlar - en gizli topluluklardır. Hindistan-Nepal sınırlarındaki Himalayalardaki gizli bir dağda, “Scholomance” isimli bir okul olduğu, her sene on öğrencinin alındığı ve eğitim döneminin sonunda bir kişinin Şeytan’a hizmet için seçildiği yazıyordu. Okuldaki eğitim Kral-Peygamber Süleyman’ın mistik öğretisine dayalıydı.

YABANCI: Bruno’nun karşılaştığı dünya-dışı yaratık. Yabancı, 1 m boyunda, gri renkli büyük siyah gözlü insanımsı bir yaratıktır. İçinde geldiği UFO, bir zamanlar Atlas Okyasunu’nda olan ve bir felaketle su altına gömülen Atlantis’den gelmektedir. Atlantis, artık okyanusun altındadır ve yer kabuğunun içindeki iç dünyadan oraya açılan bir kapı vardır. Atlantis’den gelen uyarıcılar her 500 yılda bir, dünya üzerindeki seçilmiş bilinçüstü bir kişiyi yaklaşan Kıyamet konusunda uyarmakla görevlidir. Yabancı’nın görevi de, 1500 yılında insanlığa çok önemli bir mesaj ve uyarı iletmektir ve bunun için de Bruno’yu seçmişlerdir.

* * *

HİKAYEDE ADI GEÇEN ÖNEMLİ YERLER:

CORDOBA (KURTUBA): Kitapta olayların başladığı yer ve Bruno’nun doğup büyüdüğü şehir. İspanya’da eski bir Endülüs şehri olan Cordoba veya diğer adıyla Kurtuba, Ortaçağ boyunca Avrupa’nın bilim ve medeniyette adeta başkenti gibiydi. Arap-İslam hakimiyetindeki Endülüs yönetimi döneminden beri önemli üniversitelere de ev sahipliği yapan şehir İbn-i Rüşt, Spinoza gibi büyük filozofların yetişmesine sebep olmuştur. Hatta, Leonardo Da Vinci ile başlayan Rönesans döneminin bu Endülüs medeniyetinin etkileriyle ortaya çıktığı düşünülmektedir.

GRANADA: Bruno’nun yabancı ile karşılaştığı ve amcası Reyes’in yanında gençlik dönemini geçirdiği ve önemli çalışmalarını gerçekleştirdiği İsyanya’nın güneyindeki eski bir Endülüs şehri. İspanya’nın Endülüs Özerk Bölgesi’nde konumlanan Granada, Ortaçağ’dan, Endülüs Emevileri’nden kalan kırmızı renkli El-Hamra Sarayı ile ünlüdür. Bruno, buradan zaman zaman gittiği güneydeki Almeria limanında büyük deniz yolculuğunun planını yaptı.

AZOR ADALARI: Bruno’nun deniz yolculuğunun ilk durak noktasıdır. Gemiyle 2 ay yol aldıktan sonra bu adada bir süre konakladılar. Burada buldukları dev bir piramit ve insan heykeli, bu ada grubunun Atlantis’in devamı olduğu konusunda ona fikir verdi.

KANARYA ADALARI: Bruno’nun deniz yolculuğunun ikinci durak noktasıdır. Azor adalarından ayrıldıktan sonra, gemiyle 2 ay yol aldıktan sonra bu adada da bir süre konakladılar. Burada buldukları daire şeklindeki dev taş sütunlar ile ortasındaki Poseidon heykeli, bu ada grubunun da Atlantis’in devamı olduğu konusunda ona fikir verdi.

JAMAİKA (CAYMAN) ADASI: Bruno’nun gemisi Santa Maria karaya oturup hasar aldıktan sonra bu adaya sığınmıştır. Amerika kıtasına ulaşmadan bir süre önce burada kalan gemidekiler, burada ilk kez yerlilerle karşılaştı ve savaşmak zorunda kaldı. Jamaika’nın bilinen en eski adı Cayman Adaları’dır. Jamaika'nın asıl sakinlerinin Tainos olarak da adlandırılan Arawaks halkı olduğuna inanılmaktadır. Yaklaşık 2500 yıl önce Güney Amerika'dan gelmişler ve adayı “ağaç ve su ülkesi” anlamına gelen “Xaymaca” olarak adlandırmışlardır. Arawaks’lar dünyadaki diğer medeniyetlerden uzak doğayla iç içe ve dış dünyaya tamamen kapalı insanlardı. Arawaks’ların benzeri dış dünyaya kapalı yerli kabilelerin günümüzde Amazon’larda hala yaşadığı bilinmektedir.

YUCATAN YARIMADASI: Meksika’nın güneyindeki, Meksika körfezini çevreleyen tarihi çok eski Mayaların medeniyetinin merkezi olan yarımada. Yucatan Maya dilinde “yılanların yuvası” anlamına gelir. Maya medeniyetinin büyük ve önemli tapınakları ile piramitlerin çoğu buradadır. Sık ormanlarla kaplı Yucatan yarımadası Kahin Bruno’nun Amarika topraklarında karaya ilk çıktığı yerdir.

CHICHEN ITZA: Meksika'nın Yucatán Yarımadası'nda, Merida ve Cancun arasında yer alan, Kristof Kolomb öncesi dönemde kurulmuş bir İtza Maya kentidir. Muhtemelen bir dönem Yucatan’ın dini merkezi olmuştur. Mayaların en önemli tapınağı Ququlcan (Kukulkan) buradadır. Efsaneye göre kent 10. yüzyılda Mayaların efsanevi tanrısı Quetzalcoatl önderliğindeki Toltekler'ce alınmıştır. Yapılan son zamanlardaki araştırmalarda, tarihi Mayalardan da öncesine 12-18 bin yıla uzanan bu çok eski kentte, Caracol (Karakol) denilen bir gözlemevi bulundu. Yapıya içindeki spiral şeklindeki gökyüzüne doğru uzanan taş merdiven nedeniyle, “salyangoz” anlamında bu ad verilmiştir. Burada ayrıca, ne için yapıldığı henüz anlaşılamayan Akab Dzib isimli, Maya dilinde “esrarlı yazıların evi” anlamına gelen Başrahibin tapınağı, Savaşçılar Tapınağı ve Top oyunu sahası bulundu. Bruno Amerika kıtasında Yucatan Yayımadası’na ayak bastıktan sonra, kehaneti çözmek üzere haritada işaretli yer olan bu Maya şehrine gelir, çünkü kıyamet takviminin bulunduğu büyük tapınak (Kukulkan) buradadır.

KUKULKAN TAPINAĞI: Mayalar bu piramit şeklindeki tapınağı, aslında astronomi ve matematik bilgilerini ortaya koymak istercesine belirli bir sayı sistemiyle inşa etmişlerdi. Örneğin, 4 cephesinin her birinde 91 basamak yer alır ki, böylece 4 x 91’le bulduğumuz 364 sayısına en tepedeki düzlüğü de eklediğimizde yıldaki günlerin sayısı olan 365’i bulmaktayız. Ayrıca, piramidi öyle bir şekilde yönlendirmişlerdir ki, ilkbahar ve sonbaharda ekinoksların gerçekleştiği an, piramide gelen güneş ışıkları piramidin çıkıntıları sayesinde, merdiven basamaklarının dibinde bulunan iki yılanbaşı yontusunun S’ler çizen bir gövde uzantısı oluşacak şekilde bir gölge oluşturmaktadır (İki başlı yılan). Bu yılan, Kukulkan adıyla bilinen ilah tüylü yılandır (Mayaların efsanevi tanrısı Quetzalcoatl). Yılanın bir özelliği de vücudunun gökcisimlerinin yörüngelerinin şeklini alabilmesi, S'ler çizebilmesidir. Ayrıca, bu piramit şeklindeki tapınağı, inandıkları yeraltı aleminin katları sayısı gibi 9 farklı düzey halinde düzenlemişlerdir (Dante’nin Cehennemi’ne benzer şekilde). Piramidin tepesinden bakıldığında 300 hektarlık inanılmaz bir görüş alanına sahip olunur, yani kentteki tüm yapılar görülebilmektedir. Mayaların büyük kehanet takvimi aslında buradadır ve Kahin Bruno Kıyametin şifresini çözmek üzere buradaki Kukulkan tapınağına gelir. Son kehanet burada çözülecektir.

ATLANTİS: Kahin Bruno’nun asıl çözmek istediği gizem ve sır kayıp Atlantis uygarlığıydı. Bruno, Amerika’ya uzanan yaptığı gemi yolculuğu boyunca uğradıkları her yerde Atlantis’den izler bulmuştu. Dahası, Yucatan’da karşılaştığı tapınakların ve Maya kehanet takviminin insan eseri olamayacak kadar derin bilgiler içerdiğini ve üstün bir yapı teknolojisi olduğunu düşünüyordu. Yabancı’nın ona verdiği haritadaki işaretli yerler su altında kalan Atlantis’in yeryüzündeki devamıydı. Kutsal kitaplarda insanlığın başladığı tarihler MÖ. 6-7 bin yıl öncesine kadar gider. Fakat, buna göre henüz insanlık başlamadan önce, 11,000 sene önce büyük bir uygarlık vardı ve bu uygarlık hemen hemen hiç iz bırakmadan bir gecede yok oldu. Böyle bir olay şüphesiz insan belleğinde derin bir iz bırakırdı. Felaketten kurtulanlar çocuklarına o korkunç günleri anımsatırdı, onlar da aynı şekilde çocuklarına anlatırlardı. Üstelik, Atlantis öyküsünün kalıntılarını dünyanın her tarafında görmek mümkündü. Kimi yerlerde Avalon, Asgard, Aztlan, Maya, İnka, Aztek, Mısır, Aden gibi kayıp ülkeler öykülerde, efsanelerde yer alır, kimi yerlerde doğrudan doğruya tufan anlatılır. Ancak efsaneler kendi başlarına yeterli değildir. Bunları destekleyecek bilimsel kanıtlar da gereklidir. İşte, son zamanlarda çok ilginç yeni kanıtlar ortaya çıkmıştır.

M.Ö. 350-450 yılları arasında yaşamış olan büyük yunan düşünürü ve tarihin en büyük filozoflarından birisi olan Platon, Atlantis'te sıcak ve soğuk suların yerden fışkırdığını yazmıştır. Bu olay volkanik bölgelerde olduğu gibi, Atlantis dağlarının su üstünde kalmış tepeleri olduğu varsayılan Azor adalarında da görülür. Platon, Atlantis'te kırmızı ve siyah taşlardan duvarlar inşa edildiğini yazmıştı, halen bu renklerde volkanik taşlar Azor kıyılarında görülür. Ayrıca, insanların dünyanın düz olduğunu düşündüğü ve denizin (Atlas Okyanusu) dünyanın sonundan boşluğa aktığına inanıldığı bir devirde, Amerika kıtasının keşfinden 2.000 yıl önce, Platon açıkça Atlantis’in ve Amerika kıtalarının varlığını dile getiriyordu. Platon'un kitaplarındaki diğer ilginç bir izlenim, Atlas Okyanusu'nun kıyılarında çok eski yerleşim ve uygarlık bölgeleri oluşudur. Kuzey Amerika'daki yapıtlara ve Peru'daki Nazca yapıtlarına benzer esrarengiz yapıtları buralarda görmek mümkündür. Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, bu kıyılardaki kullanılan megalit (büyük taş) yapıtlar, sanıldığından çok daha eskidir ve 10-12.000 yıl önce yapılmıştır.

* * *

Yazar Hakkında

(Kısa Hayatı & Çalışmaları)

(Murat Ukray)

Murat Ukray, aynı zamanda yayıncılık da yapan yazar, 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Üniversite’de Elektronik Mühendisliği okuduktan sonra, Yazarlık ve Yayıncılık hayatına atıldı. Yayınlanmış -14- kitabı vardır. Son Kehanet Yazarın 14. Kitabıdır.

* * *

Yazarın yayınlanmış diğer Kitapları:

1- Kıyamet Gerçekliği (Kurgu Roman) (2006)

2- Birleşik Alan Teorisi (Teori – Fizik & Matematik) (2007)

3- İsevilik İşaretleri (Araştırma) (2008)

4- Yaratılış Gerçekliği- 2 Cilt (Biyokimya Atlası)(2009)

5- Aşk-ı Mesnevi (Kurgu Roman) (2010)

6- Zamanın Sahipleri (Deneme) (2011)

7- Hanımlar Rehberi (İlmihal) (2012)

8- Eskilerin Masalları (Araştırma) (2013)

9- Ruyet-ul Gayb (Haberci Rüyalar) (Deneme) (2014)

10- Sonsuzluğun Sonsuzluğu (114 Kod) (Teori & Deneme) (2015)

11- Kanon (Kutsal Kitapların Yeni Bir Yorumu) (Teori & Araştırma) (2016)

12- Küçük Elisa (Zaman Yolcusu) (Çocuk Kitabı) (2017)

13- Tanrı’nın Işıkları (Çölde Başlayan Hikaye) (Bilim-Kurgu Roman) (2018)

14- Son Kehanet- 2 Cilt (Bilim-Kurgu Roman) (2019)

- BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM -

-RAHMAN VE RAHİM OLAN GÖRÜNÜR VE GÖRÜNMEYEN ALEMLERİN GAYB ALEMİNİN SAHİBİ OLAN ALLAH'IN ADIYLA-

Bu kitap, tarihi bir bilim-kurgudur. 2019’da eski Antik Dünya’nın bir zamanlar merkezi olan Efes ve Meryem Ana Evi yakınlarındaki ünlü Kıyamet Köyü Şirince’de yazılmaya başlandı.

Dünya Tarihi, aslında bilinenlerden çok bilinmeyenlerle doludur. Anlatılan olayların ve yerlerin bir kısmı kurgu olsa da, kitapta geçen Büyük Beyaz Kardeşlik, Gül-Haç Tarikatı gibi birçok gizli örgüt ile Kayıp Kıta Atlantis gibi coğrafi yerlerin varlığı ve gerçekliği tüm tarih boyunca tartışılmıştır.

[Yazar, Ağustos, 2019]

* * *

Sofia’ya:

“Bu kitap elinize geçtiğinde, belki ben ölmüş olacağım. Bu kitap, Engizisyon Mahkemeleri’nde öldürülen bizim gibi masum insanlara ve gelecekte Son Kehanet gelmeden önce savaş, kıtlık, açlık ve hastalık gibi yüzlerce felaket ve afetle acı çekerek ölecek olan tüm masum insanların anısına adanmıştır.

Tanrı, dünyadaki tüm iyi insanları kötülüklerden, savaşlardan ve en çokta onlara acı çektiren kötü insanlardan ve onları yönlendiren, Cennet’deki babamızın kovulmasına sebep olan Şeytan’dan korusun ..”

Amin

(Kardeşin Bruno, Ağustos 1522)

* * *

GERÇEK

Bir patlama, bir alev yükselecek Doğuda

Bir daire içinde çığlıklar, ölüler

Gürültü... Ve kan yayılacak toprağın üzerine

Savaş... Kıtlık... Ve ateş… Herkes ölümü bekleyecek...

(Nostradamus, Yüzyıllar)

KIYÂMET GERÇEKLİĞİ

KÜLLİYÂTI NEDİR?

Kıyâmet Gerçekliği Külliyâtı, âhir zaman yakın gelişecek önemli Kıyamet Alametlerini ve KUR’ÂN, HADİS, İNCİL ve KUTSAL KİTAP gibi dini kaynaklardaki bu konu ile ilgili yorumları ve te’villeri sırr-ı vahyin ve Kur’ân’ın feyziyle açıklamaya ve aydınlatmaya yönelik pozitif bilim dallarına (MATEMATİK, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, ASTRONOMİ, EDEBİYAT, TARİH, COĞRAFYA, ARKEOLOJİ, FELSEFE, EKONOMİ, SOSYOLOJİ GİBİ V.B.) yönelik oluşturulan bir eserler bütünüdür. Kıyamet Gerçekliği’nin asıl fonksiyonu ise, İMÂN-I TAHKİKÎ’yi elde etmek ve İLMELYAKÎN’den HAKKALYAKÎN’e çevirmektir. Kıyâmet Gerçekliği Külliyâtı, aynı zamanda geçmiş zamanda meydana gelmiş ve gelecekte gelişecek olan önemli dinî olayların ve pozitif bilim dallarının bu yöndeki önemli ve özet bilgisini içeren sonuçlarını, kullandığı üç aşamalı İSBAT, DELİL ve BÜRHAN Metodolojisiyle şimdiki zamanda ve elimizde hazır bir bilgi birikimi gibi gösteren, MANEVÎ BİR ZAMAN MAKİNASI’dır.

Kıyamet sürecindeki, Bilim ve İnsanlık tarihindeki önemli ve kritik olayları ve teorileri detaylarına ve derinliğine inerek, gerçekliğini ispat ve ilân eden, aynı zamanda o konuyu destekleyen grafiklerle görsel olarak ortaya koyan MANEVÎ BİR TEFSİR’dir. 1186 sayfadan oluşan Eski Antlaşma (TEVRAT) ve 436 sayfadan oluşan Yeni Antlaşma (İNCİL)’den oluşan KUTSAL KİTAP ile 600 Sayfadan oluşan KUR’ÂN’ın toplam sayfa sayısı 2222’dir ve bu özellikleriyle ÜÇ SEMAVÎ KİTAP, KIYAMET’e işaret eder ve İCMÂLLİ (ÖZET OLARAK) bir şekilde açıklar. Ayrıca Kur’ân’ın yaklaşık ÜÇ’te birlik bir bölümünü oluşturan 2222 âyeti de yine benzer şekilde KIYAMET ve HAŞİR meselesinden detaylı bir şekilde bahseder. Benzer şekilde, KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYÂTI da 2222 sayfadan oluşan toplam ÜÇ eserden meydana gelmiş olup, bu özelliğiyle KIYAMET’i yani DÜNYA’nın SONU’nu TAFSİLLİ (AYRINTILI OLARAK) bir şekilde ilân ve isbât eder. Dolayısıyla Kıyamet Gerçekliği Külliyatı, Kur’ân’ın âyet sayısı olan 6666’nın ALTI mertebesinden birisini içeren ve KIYAMET’i ilân ve isbât eden 1111 âyetini; yine Kur’ân’ın ÜÇ mertebesinden birisine işaret eden 2222 sayfadan MÜTEKAMİL (OLUŞAN) ilmî bir eserle tefsir ederek, aşağıda değineceğimiz ÜÇ önemli meseleye ilmî ve gerçekçi bir çözüm getirmeye çalışır. Kur’ân’daki ve diğer İslâmî kaynaklardaki âhir zamana yönelik konuları, bu ÜÇ önemli mesele ekseninde, her bir konuyu ait olduğu pozitif bilim dalına göre ispat ve izah eden, açıklayan ilmî bir eserdir.

Kıyamet Gerçekliği Külliyatı’nın asıl hedefi ise, tarihte ortaya atılmış olan en büyük inkarcı fikir sistemlerinin ortaya attığı fikirlerin geçersizliğini kendine özgü bu ilmî metodlarla izah ve isbât etmektir. Bu sebeple, insanlık tarihinde karşılaşılmış olan en temel dini problemlerin ortaya koyduğu önemli meselelere aklî ve ilmî delillerle çözüm getirmeye çalışır. Buna göre, Kıyamet Gerçekliği Külliyatı tüm tarih boyunca insanlığın kafasını meşgul etmiş olan ve aynı zamanda birçok insanın Şeytan’ın da vesvesesiyle CEHENNEM’e gitmesine sebep olan ve insanların büyük bir kısmını tereddüde düşüren FELSEFÎ meseleleri şu ÜÇ önemli mesele üzerinde ODAKLAR ve bunlara çözüm getirmeye çalışır:

BİRİNCİSİ; EVREN EZELDEN (SONSUZ ÖNCESİNDEN) beri mi vardır yoksa sonradan bir BAŞLANGIÇ noktasından mı yaratılmıştır? Eğer tüm Kainat bilinçli bir yaratıcı tarafından yaratılmışsa bunları meydana getiren KEVNÎ (ASTRONOMİK ve KOZMOLOJİK) KANUNLAR nelerdir ve maddeyi ve onu oluşturan yapıtaşlarını nasıl meydana getirmişlerdir?

İKİNCİSİ; EVREN bu şekilde EBEDİYETE (SONSUZ SONRASINA) kadar devam edecek midir yoksa bir SONU var mıdır? Eğer tüm Kainatın bir sonu varsa bu son demek olan KIYAMET ne zaman ve nasıl gelecektir?

ÜÇÜNCÜSÜ; HZ. İSA, HRİSTİYAN DÜNYASI’nın iddia ettiği gibi ALLAH’ın Oğlu mudur değil midir? Allah tüm Kainatın idare edicisi, kanun koyucusu ve yaratıcısı olduğu halde nasıl bir ÇOCUK edinebilir? Bu konuya ilişkin İNCİL’de sunulan iddialar tarihsel gerçekliklere ne kadar uygundur ve tüm insanlık tarihi içerisinde Allah’ın isterse bir insanı babasız da yaratabileceğini gösteren HZ. ÂDEM’in yaratılışıyla çelişmekte olan bir durum var mıdır? Tüm bu soruların detaylı cevaplarına ilişkin gerçekçi yorumlar getirilemeyişi ve özellikle yaşadığımız bu asırda, tasavvufdaki dört büyük makamdan oluşan Şeriat, Tarikat, Hakikat ve Ma’rifet’ten ikincisi olan Tarikat’ın, bu soruların cevaplarını bulmakta yetersiz kalması, zamanımızda pek çok kez suistimal edilen Tarikat devrinin bittiğini ve İmanı Kurtarmak davasının her zamankinden daha çok gerekli olduğu bir döneme doğru girdiğimizi göstermektedir. Dolayısıyla “Ya davayı kazanmak veya kaybetmek!” meselesi çağımızda yaşayan her insanın başına açılmış olan en dehşetli imtihan meselesi olup, insanlığın en önemli davasıdır. İşte bu noktada insanlara o müthiş davayı kaybettiren mesele, ibadetleri dört dörtlük yapıp yapmamak veya fıkıh kurallarını en ince detaylarına kadar uygulamak meselesi değildir.

KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI NASIL BİR TEFSİRDİR?

Kıyamet Gerçekliği Külliyatı, 2006 yılından beri yazılmaya başlanan ve yaklaşık 10 yıldır şimdilik 11 ciltten ve yaklaşık 130 (129) parçadan oluşan Tahkiki imana yönelik yazılan bir eserler bütünüdür. Bu yönüyle, Risale-i Nur ile bazı benzerlikleri bulunur. Örneğin, Risale-i nurun ilk eserleri olan İşaratu’l İ’caz ile Mesnevi-i Nuriye eserleri, İşaratu’l İseviyye ve Mesneviye-i Uhreviyye ile içerik ve isim bakımından bazı benzerlikler taşır. Fakat bu benzerlik mülellifin kendi tercihi ilen belirlenmemiş olup, eserin yazılması sırasında sonradan fark edilmiş 100 sene farkla gerçekleşen bir tevafuk ve benzerliktir. Buna bir diğer örnek de Tabiat risalesi ve Yaratılış gerçekliği arasındaki büyük benzerliklerdir. Bununla birlikte, tüm bu eserler bütünü, Felsefe ve Fen bilimleri kaynaklı inkarcı fikirlerin gerçek temeline inerek, İman-ı tahkiki ile Haşir, Kıyametin gelmesi ve Cennet ve Cehennem’in varlığının isbatı gibi gaybi konulara yönelik hazırlanmıştır. Oysa bu yönüyle de, Risale-i Nur'dan felsefi çizgide ayrılarak Kıyamet meselesinin isbatına yönelir. Böyleyken, risale-i nur bir önceki asırda yalnız Haşir, yani yeniden diriliş konusunun isbatına daha çok odaklanmaktadır ki, üstadın pek çok risalesi, felsefeden kaynaklanan inkarcı akımların çoğu biyoloji kökenli bazı inkarcı bu çeşit teorilerden kaynaklandığı için daha çok bu mesele üzerinde odaklanmaktadır.

İşte, Kıyamet Gerçekliği Külliyatı ise, benzer akımların içinde bulunduğumuz asırda yön değiştirdiğini ve esas isbat edilmesi gereken öncelikli iman meselesinin Kıyametin gelmesi, yani dünyanın ve kainatın mutlak bir sonu olması gerektiğinin kur'an'a dayalı felsefi ve pozitif bilimler kaynaklı isbatına yönelik olduğunu ortaya koyar. Dolayısıyla, asrımızdaki pozitif bilimlerin incelmiş noktaları şu meselenin isbatına yöneldiği ehl-i tahkik tarafından ve tüm üviversitelerin akademik branşları tarafından da tasdik edilmiştir ki, çağımızdaki en önemli kuran işaretleri ve delilleri pozitif bilimlerin bu meseleye yönelik isbatlarına bakmaktadır.

 KİTABIMIZIN ALTERNATİF SATIN ALMA SEÇENEKLERİ:

1. CİLT

ŞİMDİ SATIN AL

 

 

2. CİLT

ŞİMDİ SATIN AL

 

 

NASIL SATIN ALACAĞIM?

NASIL İNDİRECEĞİM & OKUYACAĞIM?

e-KİTAP SATIN ALMA KILAVUZU-1

e-KİTAP SATIN ALMA KILAVUZU-2

Kitabınızın satın alma işlemi bittikten sonra, bir link belirecektir. Bu linke tıkladığınızda, 10 saniye içerisinde e-PUB veya satın almış olduğunuz diğer formatlardaki istediğiniz formatındaki kitabınızın indirme sayfası önünüze gelecektir. Kitabı, bilgisayarınıza veya tablet cihazınıza indirdikten sonra, açmak ve okumak için İKİ seçeneğimiz vardır:

e-Kitaplarımızı PC veya Tablet & Telefonunuza indirdikten sonra, "Adobe Digital Editions" veya "Calibre" programıyla nasıl okuyabileceğiniz, aşağıdaki resimli olarak "e-KİTAP OKUMA KILAVUZU"muzda detaylarıyla verilmektedir:

e-KİTAP OKUMA KILAVUZU {ADOBE DİGİTAL EDİTİONS & CALİBRE için}

1- Calibre programını indirip cihazınıza kurduktan sonra kitabınızı programa kolaylıkla "Kütüphaneye ekle- Add to Library" menüsünden ekleyerek okumaya başlayabilirsiniz. Calibre programını buradan ücretsiz olarak indirebilirsiniz:  Calibre

* Sitemizde linkleri yayınlanan kitaplar epub formatında olduğundan ne yazık ki .mobiformatını destekleyen Kindle cihazlarda hemen okunamamakta. Ancak Calibre isimli programı kullanarak kitapları mobi formatına çevirebilir ve Kindle cihazınızda da okuyabilirsiniz..

** Yayınlanan kitaplarımızı ayrıca piyasada bulunan diğer ekitap okuyucu cihazlarda da (reeder, Sony Reader, Nook v.s.) okumanız mümkün.

*** Şimdi sitemizde yayınlanan kitapları PC’de okumak için gerek duyulan yazılımlardan da bahsedelim. Aşağıda linklerini verdiğim programları bilgisayarınıza yükledikten sonra kitapları bilgisayarınızdan da zahmetsizce okuyabileceksiniz.

• FBReader
• Calibre
• MobiPocket

2- Adobe tarafından geleştirilen epub, pdf, ve diğer pek çok biçimde hazırlanmış kitapları okumak için Adobe eBook Reader'ı Adobe sitesinden ücretsiz olarak indirebilir ve kitaplarınızı "Adobe ID numarası alarak kayıt yaptırdıktan sonra dilediğiniz kadar satın aldığınız kitabı "Add to Library" "Kütüphaneme ekle" menüsünden ekledikten sonra anında okumaya başlayabilirsiniz..

Her iki şekilde de kitaplarınızın indirilmesi ve okunabilir hale gelmesi yaklaşık 1-2 dakikalık bir işlem alacaktır.

Bu programların bilgisayarınıza yüklenmesiyle ilgili karşılaştığınız her türlü sorunu iletişim formundan bizlere ulaştırırmanız durumunda, sorunların çözümünde site olarak yardımcı olmaya hazırız.

ÖNEMLİ NOT:Bu sitede yayınlanan tüm basılı & e-kitapların telif hakları Kıyamet Gerçekliği Külliyatı'na aittir. İzinsiz kısmen veya tamamen kopyalanması yasaktır..